BLOG
MARKALAŞMA YOLUNDA SOSYAL MEDYA
28 Haziran

MARKALAŞMA YOLUNDA SOSYAL MEDYA

Tarihin hiç bir döneminde marka önemi bu kadar ön plana çıkmamıştı. Markanızı oluşturmanın koşulu ise artık sadece ürettiğiniz ürünün kalitesinden geçmediği de ortada. Piyasaya sürdüğünüz ürünün işlevselliği ve kalitesi kadar sizden bahsedildiğinde müşterinin aklında doğan imaj da hayati derecede önemli. Özelliikle dijital dünyada çizdiğiniz şirket portresi diğer tüm mecraların önüne geçmiş bulunmakta. Bu da sosyal medya kampanyalarının önemini çok daha artırmış durumda.
Teknolojinin hiç olmadığı kadar hızla tüm sınırları yıkarak geliştiği ve tüm sosyal yaşamımızı yeniden şekillendirdiği günümüzde rekabetin giderek yükselmesi, marka iletişiminin de önemini her geçen gün artıyor. Bu kıran kırana hızla değişen pazar ekonomisinde iletişim yönetimi stratejilerini doğru uygulayamayan şirketler pazarda oyuncu olmaktan uzaklaşıyor. Vizyoner ve kalitenin en temel öğesi sürdürülebilir bir yaklaşımla, yeni iletişim ortamları ile dijital dünyanın yeniliklerini marka iletişiminde doğru kullanan kurumlar ise kendilerini farklılaştırarak iletişim dünyasında açtıkları mavi okyanuslarının keyfini çıkarıyor.
Sosyal medya kullanımı konusunda şirketlerin içine düştüğü en büyük hatalardan biri maddi hesaplamalar ile işi ucuza getirmeye çalışmaları. Yılların emeği ve büyük yatırımlarla ortaya çıkarılan ürünler bu gibi basit hatalardan dolayı milyonların daha kendisinden haberi olmadan piyasadan çekilmek zorunda kalıyor. Bazen de işletmelerin maddi yetersizlikleri dijital dünyada markalaşma sürecinde işin başa düşmesine neden oluyor. Bu yazımızda sosyal medya hesaplarını kendileri yönetmek isteyen arkadaşlar için başarılı bir sosyal medya kampanyası yürütmenin belli başlı kurallarını vereceğiz.
Şimdi gelelim kendi sosyal medyasını kendi yönetmek isteyenler için vereceğimiz tüyolara. Umarım faydalı olabiliriz.
Marka hedeflerinizi ve mesajlarınızı belirleyin
Siz kimsiniz? Sizi diğerlerinden ayıran farklarınız neler? Sizi neden takip etmeli ve ürünlerinizi almalıyız? İlk önce kendinize bu soruları sorun ve yola çıkmadan markanızı rakiplerinizden ayrıştıran özellikleri belirleyerek orta ve uzun vadeli pazarlama stratejileriniz ışığında yayınlayacağınız mesajlarınızı belirleyin. Uzun vadede belirleyeceğiniz mesajlarınız anlık mesajlarınızın iskeletini oluşturacak ve yolladığınız iletilerin bir bütünlük içinde sürmesini sağlayacaktır. Unutmayın, her işletme bir canlı organizmadır ve sosyal medyada takipçileriniz paylaşımlarınızı yapan çözüm ortaklarınızı ya da çalışanlarınızı değil markanızın logosunu görür. Kısaca markanız sosyal medyada hiçbir yerde olmadığı kadar canlı ve ete kemiğe bürünmüş haldedir.
Tekrardan uzak durun (İnce ince örün)
Sosyal medya paylaşımlarındaki en büyük sorunlardan biri kendinizi durmadan tekrar eder hale gelerek hedef kitlenizde bıkkınlık yaratmaktır. Bazen bu tekrara sadece bir şirket değil, tüm sektör birden düşmektedir. Birbirinin aynısı otel reklamları, tatil kampanyaları, hep aynı ayrıcalıkları sunan inşaat projeleri tüketici açısından ilgi çekici değil, itici olmaktan öteye geçmemektedir. Özelikle de doğduğu günden bu yana hep aynı reklamları izleyen ve gören genç kuşaklar için. Şu şekilde düşünelim: Mesela hedef kitlenizin bilinçaltında kalite imajını yaratmak istiyorsunuz. İsminizi bir tüketici duyduğunda aklında ilk kalite kavramının uyanmasını hedefliyorsunuz. Bu imajı yaratmak isterken yolladığınız her iletide doğrudan kalite kelimesini kullanırsanız, bu hem karşınızda bir bıkkınlık hem de zaman içinde bir güven sorunu oluşturacaktır. Kaybettiğiniz inandırıcılığınızı yeniden kazanmanız ise bir daha mümkün olmayabilir. Burada izlenilmesi gereken yol, direkt kalite sözcüğünü kullanmaktansa kaliteyi çağrıştıran semboller ve yan sözcükler üzerinden hareket etmektir. Önceden belirlediğiniz semboller ve metinlerle kalite kavramını çağrıştırmalı ve bu çağrışımı ince ince örmelisiniz. Bu da ebette uzun soluklu bir çalışmadır.

Doğru mecra seçimi
Sosyal medya artık başlı başına bir çok oyuncunun olduğu kocaman bir dünya. Facebook, Twitter, Google+, Foursquare, Linkedin, Instagram gibi çok sayıda sosyal medya mecrası mevcut. Tüm bu kanallar içinde hangi mecraları kullanmanız gerektiği ise tek başına bir soru işareti. Her birinin kendine has kullanıcı kitlesi ve içerik oluşturma imkânı var. Burada en önemli olan öncelikli hedef kitlenizin hangi mecrayı daha çok kullandığı ve ileride muhtemelen hangisini kullanacağı. Çünkü dünün çok sayıda Facebook kullanıcısı artık bugün Facebook’un yüzüne bile bakmazken, bugünün İnstagram’ının tahtının yarın sallanıp sallanmayacağı da belli değil. Ayrıca karşımızda tek bir sosyal medya mecrasını kullanan bir kitle yok. Birçok insanın yönettiği üç ya da dört şahsi sosyal medya hesabı bulunmakta ve en ilginç olanı ise insanların kullandıkları sosyal medya hesaplarında birebir aynı kişilikleri göstermemeleridir. Facebook üstünden komik videolar paylaşan bir kullanıcı, Twitter üzerinden daha çok sosyal içerikli mesajlar yayınlarken, İnstagram’a sevgilisi ya da eşiyle çıktığı tatillerin fotoğraflarını yüklüyor olabilir.
Tüm bunların ışığında bir işletme veya kurum yalnızca hedef kitlesini belirlemekle kalmamalı, aynı zamanda sosyal mecraların yaplarına ve kullanım amaçlarına uygun içerik üretmelidir. Fotoğrafların dünyası İnstagram’da metinlerle istediğimiz etkiyi yakalamayacağımız gibi, 140 karakterli Twitter’da kitlemize istediğimiz mesajı iletebilmek apayrı kulvarlar.
Düzenli planlama
Özel günlerinizi ve şirket planlarınızı göz önüne alarak aylık ve yıllık planlamalar yapın. Örneğin Mayıs ayında yapılacak tüm paylaşımlarınızı bir ay önceden, Nisan ayından belirleyin. Ayrıca kendi özel günlerinize takipçilerinizi de katın. Onlarla mutluluklarınızı paylaşın.
Riskleri Belirleyin
Yeni açılan sosyal medya kanallarına girmeden önce, marka kullanımı açısından dezavantajları /riskleri olup olmadığını sorgulayın. Bu yeni kanalda risk ve kriz yönetiminin nasıl yapılacağına ilişkin çalışmalarınızı tamamlayarak risk haritanızı belirleyin. Planlamalarınızı bu riskleri de göz önünde bulundurarak gerçekleştirin.
Hikayenizi anlatın
Her yaratıcı, başarılı işin arkasında bir marka hikayesi vardır. Marka hikayeniz hedef kitlenizle aranızdaki en canlı köprülerden biridir. Hikayeniz marka değerlerinize bağlı kalarak fikir üretilmesine de öncülük eder.
Dilinizi kurumsallaştırın
Diğer bir taraftan paylaşımlarda ve gelen bildirimleri yanıtlamalarda kullanacağınız dili belirlerken kurumsal bir kimlik olduğunuzu asla aklınızdan çıkarmayın. Elbette kurumsallaşmak sıkıcılaşmak ve tekdüzelik değildir. Bir kurum ya da işletme de oldukça eğlenceli olabilir. Sosyal medyada buna çok sayıda örnek bulmak mümkün. Ancak bu firmaları takip ettiğinizde iletişim düzeylerindeki dili asla düşürmediklerini görürsünüz. Özellikle geri bildirimlere verilen cevaplar birebir iletişim alanına girdiği için çok önemlidir. Bu alanda çok daha dikkatli davranılmalı ve geri bildirim olumsuz olsa da olumlu dönülmelidir.
Dinleyin
Kitabınızın ilk başında da belirttiğimiz gibi iletişimin ilk adımı konuşmak değil, dinlemektir. Bu yüzden, öneri ve geri bildirimleri önemseyin ve önemsediğinizi karşı tarafa belli edin. Siz başkalarını ne kadar çok dinlerseniz, diğerleri de sizin görüşlerinize ve mesajlarınıza o denli önem verecektir. Dinlediğiniz insanlar size fazla takipçi olarak dönecek, bu da marka bilinirliğinizde katkı sağlayacaktır.
Güncel ve sosyal sorumlu olun
Bilginin hızla yayıldığı, çoğunluğun anlık bilgiyi ilk kez sosyal medyadan öğrendiği dünyamızda bir sosyal medya oyuncusu olarak güncelliğinizi korumak zorunluluğu da doğar. Yaşanan büyük bir facianın ardından yapacağınız bir paylaşım tüm marka imajınızı zedeleyebileceği gibi, bir anda sosyal medya fenomeni olmanızı da sağlayabilir. İnsanların öldüğü bir günde sizin hesaplarınızdan espriler yapıp mizah içerikli iletiler paylaşmanız elbette hoş karşılanmayacaktır.
Günümüz dünyasında toplumda yeni sosyal bilinçler de doğmaktadır. İnsan hakları, çevre ve hayvan hakları, cinsiyet eşitliği ile demokrasinin temel değerleri konularında toplum eskisine göre artık çok daha duyarlıdır. Sizin de kurum olarak bu duyarlılıklara sırt dönmeniz düşünülemez. Paylaşımlarınız da insanlığın evrensel değerlerine sahip çıktığınızı ve arkasında durduğunuzu belli edin.
Takip edin
Oluşturduğumuz metinleri ve görselleri yalnızca paylaşıp milyarlarca ileti okyanusun içine atmakla yetinmeyin. Paylaşımlarınızı takip edin ve etkileşiminizin yönünü tayin edin.
Raporlayın
Her ayın sonunda ay boyunca paylaşımları ve etkileşimleri düzenli raporlayarak analiz edin. Bu raporlar yalnızca geçmişte yapılan ve izlenen yolu değil, aynı zamanda önünüzdeki süreçte yapmamız gerekenler hakkında da size yol gösterir.
SenemKılıç

1978 Denizli doğumluyum. Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği eğitimimi tamamladım. Dokuz Eylül Üniversitesi Sayısal Yöntemler Yüksek Lisansı Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Ana bilim dalında "X,Y Kuşağının İstihdam Politikaları" üzerine doktora eğitimi tez aşamasında devam etmekteyim...

Bana Ulaşın