BLOG
GEÇMİŞTEN MİRAS GELECEĞE EMANET ÇEVRE
04 Haziran

GEÇMİŞTEN MİRAS GELECEĞE EMANET ÇEVRE

Herkese merhaba,
 
Bu yazımda 5 Haziran Dünya Çevre günü nedeniyle "Çevre, İnsan ve Çocuklarımız" üzerine sizler için topladığım bazı bilgileri paylaşmak istiyorum.
 
Çevre insanların ve diğer canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları, fiziki, biyolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel ortam ve içinde yaşadığımız doğal ortamdır. (VikiPedi)
 
Tanımdan da açıkça anlaşılacağı gibi Yaşam ve Çevre aslında birbirlerine bağlı iki önemli unsurdur. Yaşamın devam ettirilmesi ancak çevrenin korunması ile mümkündür. Özellikle son yıllarda sıkça tartışılan konu haline gelen çevre kirliliğinin nedenler boyutunda araştırılması ve önlenmesi çalışmaları ise sanıyorum insanoğlunun geçmiş ve gelecek arasındaki sorumluluğunu daha çok idrak etmeye başladığının da mesajını verebilir.
Çevre kirliliğinin temel sebebi sanayi devrimine dayandırılsa da aslında yüzyıllar önceye kadar uzanmaktadır. İnsanoğlu ilk kez milyonlarca yıl önce ateşi bulup, farkında olmadan havayı kirletmeye başlamıştır. Tarım yapmaya başladıktan sonra da çevreyi bilinçsiz bir biçimde değiştirme sürecine girmiştir. Ormanların tahrip edilmesi,aşırı otlatma,yanlış arazi kullanımı,böcek öldürücü ilaçların kullanımı,kentleşme ve sanayileşme gibi değişikliklerle birlikte çevre kirliliği ortaya çıkmıştır.
 
Ortaçağda çevre kirliliğinin önemli bir sorun olduğunun farkına varıldı.12. yüzyılda Fransa'da Philippe Auguste sokaklardaki iğrenç atıkların kaldırılmasını ilk emreden kral oldu.Böylece dışkılarını akarsulara atan halk kendi içme suyu kaynaklarını kirletti.Yine çevre kirliliği hakkında ilk bilinen yasa 1388'de İngiltere Parlementosu'nda kabul edildi.Bu yasaya göre akarsulara ve sokaklara dışkı atılmayacaktı.
 
Sanayi devriminde sanayi ve enerji üretme tesisleri yoğunlukta olduğu için çevre kirliliği daha fazladır. Tüm sanayi bölgelerinde metalurji ve demir çelik kuruluşları karaları havayı ve suyu kirlettiler. Charles Dickens'in romanları, komünizmin teorisyeni Friedrich Engels'in yazıları, Londra'nın kirlenmişliğinin kitaplardaki en önemli örnekleridir.
 
İngiltere de kuyu suyuları artık içilemez durumda…
 
İnsan doğayı yağmalıyor. Her gün yüzlerce hektarlık orman kayboluyor, çöller genişliyor, beyaz balinalar artık üremiyor, ozon tabakasındaki delik gün geçtikçe büyüyor. Amerikan, İngiliz ve Avustralyalı bilim adamları ortak bir raporla dünyanın 10 yıl sonra çevre felaketleri açısından geri dönülemez noktaya geleceğini duyurdu. Çünkü dünya ısınıyor.
Sonuç olarak doğal yaşama insanoğlu olarak verdiğimiz her zarar yaşamlarımızda geri dönülmez biçimde olumsuz etkiler bırakarak tekrar bize dönmekte. 
 
İnsanlığın yararına olacak gelişmelerin sağlanması sürerken bu gelişmelerden çevrenin olumsuz etkilenmesi büyük bir çelişki oluşturmaktadır. Çevre tüm yaşam unsurlarını bünyesinde barındıracak ev sahipliği görevini dünya var olduğu andan itibaren durmaksızın sürdürmekteyken biz misafir olarak kaynakları bu kadar düşüncesizce nasıl tüketebiliriz? Çevrenin adına insanlık tarafından sürdürülen bu çelişkinin hesabını kim soracak?
 
Kuraklığın baş edilemez seviyeye geldiği, yeşilliğin tümüyle yok olduğu, tüm canlıların ekosistem içindeki yerinin tehlikeye girdiği, besin kaynaklarının tükendiği ve her tüketilenin insan sağlığına büyük risk unsuru olduğu bir dünya hayal edebiliyor musunuz? Tümüyle böyle bir dünyada şu anda yaşamıyor olabiliriz ancak her gün dünyanın çeşitli noktalarında meydana gelen göstergeler dengenin bozulduğunu işaret ediyor.  
 
Kocaeli Üniversitesi' nin yakın zamanda yapmış olduğu araştırmaya göre çevre kirliliği nedeniyle son 20 yılda çocuklarda, otizm yüzde 210, astım yüzde 118, kanser yüzde 19, öğrenme güçlüğü yüzde 10, davranış bozukluğu ve dikkat eksikliği yüzde 6 oranında artmış.
 
Elektronik postalarımızda duvar kağıdı olarak saklamaktan keyif duyduğumuz, sanal ortamda bile görselinin bizi rahatlatmaya, mutlu etmeye yettiği yeşil temalı olan her yapı gerçekten bizden sonraki nesillere bu şekilde mi miras bırakılacak?
 
Unutmamalıdır ki dünya bize atalarımızın mirası değil çocuklarımızın emanetidir. İnsanoğluna verilmiş en güzel armağan olan yaşam bırakalım da özüne uygun hüküm sürsün….Güzel bir çevre ve o çevre içindeki güzel insanlarla…
 
Hepinizin Dünya Çevre Günü kutlu olsun....

SenemKılıç

1978 Denizli doğumluyum. Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği eğitimimi tamamladım. Dokuz Eylül Üniversitesi Sayısal Yöntemler Yüksek Lisansı Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Ana bilim dalında "X,Y Kuşağının İstihdam Politikaları" üzerine doktora eğitimi tez aşamasında devam etmekteyim...

Bana Ulaşın