BLOG
24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ & İŞİ SEVMEYE DAİR KISA BİR HİKAYE
24 Kasım

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ & İŞİ SEVMEYE DAİR KISA BİR HİKAYE

Bugün 24 Kasım öğretmenler günü…..Hepimizin inanıyorum ki yaşamlarımızın hatırlanmaya değecek anlarının belli noktalarında öğretmenlerimiz vardır.  Dünyada varoluş nedenimiz öğrenmek ve gerçeği yaşamak yaşatmak. Buna gönülden inanıyorsak öğrenme güdüsünün davranış boyutundaki gücünü bizlere kazandırmayı amaç edinmiş öğretmenlerimizin bugünlerimizdeki katkısına da inanıyoruz demektir.
 
Sevgiyi, değer verilmeyi, değer vermeyi, başarmayı, paylaşmayı  siz öğretmenlerimizden öğrendik ve bugün ekiplerimizi yetiştirerek öğrenen organizasyonlar, gelişen işletmeler  oluşturmayı ve yine topluma anlam katacak sonuçlar üretmeyi hedefliyoruz. 
 
Başta en değerli varlıklarım sevgili annem ve babamın öğretmenler gününü kutluyorum. Ve tüm öğretmenlerimizin insan hayatında ne kadar kutsal bir amaca talip olduklarını bir kez daha dile getirmek istiyorum. Hedefleri uğruna çıktıkları yolda yaşamlarını öğrencilerine adamıŞ ve Van depreminde hayata gözlerini kapamış saygıdeğer öğretmenlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Umarım  tüm öğretmenlerimiz olması gerektiği yere ve hakettikleri değere bir gün bu topraklarda  ulaşırlar.
 
Canım annem ve babam iyi ki varsınız iyi ki sevgiyle büyüttünüz ve de hala hayatımın tam ortasında benimlesiniz…….
 
Aşağıdaki hikayeyi  kariyer yaşamımda bana hep yol gösteren ve iyi bir kariyer yolculuğunun önce iyi insan olmaktan ve de iyi liderliği hedeflemekten geçtiğini öğreten sevgili genel müdürüm benimle paylaştı ben de sizlerle paylaşmak istedim. İş mükemmelliğinde ilk önce yapılan işin sevilmesi yatıyorsa bu da ona çok güzel destek verecek bir hikaye….. 
 
……………………………………………..
 
Tekirdağ Rakısının sırrını bilir misiniz?
 
Birden hocanın sorusunu duyunca herkes şaşırdı.
 
Üniversitede, üretim yönetimi dersindeydik. 
 
Konu 6 Sigma. 
 
Dersin ortasındayız ve hepimizin içi bayılmış.
 
Ama rakı lafını duyunca bir anda uyandık ve herkes rakı hakkında bilgisini konuşturmaya başladı.
 
Biri "Yaş üzüm" diye atıldı. 
 
Kimi "Tekirdağ'ın havasından" dedi. 
 
Öteki "artezyen suyundan" dedi.
 
Bense "Tekirdağ Rakısı" nedir bilmediğim için ağzımı bile açmadım.
 
En sonunda hoca herkesi susturup anlatmaya başladı:
 
'Tekirdağ rakı fabrikasına zamanında yeni bir müdür atanmış. 
 
Müdür daha fabrikaya gelmeden, ne kadar suratsız bir adam olduğuna dair söylentiler ulaşmış. 
 
Herkes yeni müdürün ne kadar geçimsiz, ne kadar sinirli bir adam olduğunu konuşur olmuş.
 
Müdür gelince ilk iş, tüm yönetim takımını toplanmış fabrikayı gezmeye başlamış. 
 
Müdür gezerken tek bir laf bile etmemiş. Ama asık olan suratı asıldıkça asılmış. 
 
Böylece söylentilerin doğru olduğu anlaşılmış.
 
Gezinin sonunda yeni yetme bir mühendis:
 
-Beğendiniz mi efendim? diye sorma gafletinde bulunmuş.
 
Müdür önce sert bir bakış atıp
 
-Ben bu fabrikanın nesini beğeneyim? diye kükremiş.
 
Mühendis iki büklüm olmuş, sorduğuna soracağına pişman, sinmiş bir köşeye. Müdür buna daha da sinirlenmiş. Yanında artık varil mi, paket mi ne varsa tekme atıp devirmiş. Herkes korkmuş şaşırmış, kimseden ses çıkmamış.
 
Neyse ki müdür yardımcıları aklı selim adamlarmış. Ertesi gün kendi aralarında toplanıp"Fabrikayı nasıl düzeltiriz" diye plan yapmaya başlamışlar. Gördükleri her eksiği tamamlamışlar.
 
Birkaç ay içerisinde fabrika iki katı verimle şekilde çalışır hale getirmişler. 
 
Sonunda müdürün yanına çıkıp "Gelin fabrikayı bir daha gezelim" demişler. 
 
Bu sefer tüm birimler çok düzgün çalışıyor, hiç bir yerde sorun yok. Herkes pür dikkat görev başında.
 
Ama yeni müdür rahat durmamış. Paketleme yapılan alana gelince durmuş. 
 
Paketlerden birini açıp, içinden bir rakı şişesi çıkarmış. 
 
Kapağını açıp koklamış, koklayınca yüzünü ekşitip, rakıyı yere dökmeye başlamış.
 
Tüm amirler, usta başları, işçiler şok.
 
-Efendim neyi beğenmediniz? diye soracak olmuşlar.
 
-Bu rakının beğenilecek nesi var? diye kükremiş müdür.
 
Herkes sus pus.
 
Ertesi gün yine tüm fabrika panik. Müdür yardımcıları yine toplanmış, çağırmışlar usta başlarını sormuşlar
"Rakıyı nasıl iyileştiririz?" diye.
 
Biri demiş "Şebeke suyu kullanmayalım. Kloru fazla."
 
Öbürü demiş "Anasonu çok keskin."
 
Bir başkası demiş "Yaş üzüm kullanalım."
 
Aylar boyu uğraşıp rakıyı yenilemişler. Yine müdürü alıp tekrar fabrikayı gezdirip yaptıkları yeniliklerden bahsetmişler. Paketleme yapılan yere gelince durup, bir rakı açıp ikram etmişler. Müdür durmuş. Önce şişeyi alıp evirip çevirmiş. Sonra sunulan bardağı alıp biraz içmiş. Tabi o içerken herkes pür dikkat bakıyor, ne diyeceğini merak ediyormuş. Sonunda yine yapacağını yapmış "Bu rakının nesi güzel?" diye bağırıp, elindeki şişeyi yere boşaltmaya başlamış.
 
Birden yaşlı bir usta başı dayanamayıp "Döktürmem ben sana rakımı" diye atlamış.
 
Müdürün elinden kapmış şişeyi.
 
Herkes şaşkın bakarken de usta başı, "Ne demek nesi güzel. Sen rakıdan anlamıyor musun?" diye bağırmış.
 
Etraftakiler bir yandan "Ne yapsak yaranamıyoruz" diye ustabaşına hak veriyorlar, 
öte yandan müdür kızacak diye korkuyorlarmış.
 
Müdür ustabaşına bakmış. Herkes bağırıp çağırmasını beklerken o sakin sakin
"Ben rakıdan anlamam." demiş.
 
"Ben insandan anlarım. Yaptığınız işi o kadar kötüledim, şimdiye kadar içinizden biri çıkıp sahiplenmedi.
 
Demek ki aslında kimse ortaya çıkan işi savunacak kadar beğenmiyordu. 
 
Ama şimdi bu şişeyi çocuğunmuş gibi sahiplendin." demiş.'
 
Hoca hikayeyi anlatmayı bitirip durdu. Sonrada şöyle bir öğüt verdi.
 
Bir gün bir fabrikanın başına geçecek olursanız, ürettiğiniz cansız nesneyi değil, onu üreten insanı yönetin.
 
Siz şişenin içindekinden hiç anlamayabilirsiniz. 
 
Merak etmeyin onu üreten onu nasıl mükemmel yapacağını bilir.
 
İşte Tekirdağ Rakısının sırrı o şişeyi sahiplenip, içindekini efsane haline getirmesini bilenlerdedir.

SenemKılıç

1978 Denizli doğumluyum. Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği eğitimimi tamamladım. Dokuz Eylül Üniversitesi Sayısal Yöntemler Yüksek Lisansı Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Ana bilim dalında "X,Y Kuşağının İstihdam Politikaları" üzerine doktora eğitimi tez aşamasında devam etmekteyim...

Bana Ulaşın